Organize Sanayi Bölgesi Arsa Satış Gelirlerinin Kurumlar Vergisi Yönünden Değerlendirilmesi
OSB arsa satışlarında kurumlar vergisi (KV) uygulamasını merak ediyorsanız, bu yazımıza göz atabilirsiniz.
Organize Sanayi Bölgeleri Mevzuatı
Parsel tahsis ve satışları, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 15’inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, parsel satışları müteşebbis heyetin belirleyeceği prensipler ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun şekilde yönetim kurulunun yetki ve sorumluluğu ile gerçekleştirilir.
4562 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde ise, arsa tahsis ve ön tahsisinin, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde göre müteşebbis heyetin veya genel kurulun belirleyeceği prensipler ve şeffaflık ilkesi doğrultusunda yönetim kurulu tarafından yapılacağı hükmü bağlanmıştır.
4562 sayılı Kanunun 20’nci maddesiyle de, organize sanayi bölgelerinin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesisleri kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alınarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı, sadece organize sanayi bölgesinin yetki ve sorumluluğuna bırakılmıştır.
Öte yandan, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 21’inci maddesinde ise organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğinin, Kanunun uygulaması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Konuya İlişkin Vergi Mevzuatı
5520 sayılı Kanunun (KVK) 1’inci maddesine göre; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıklarının kazançları KV’ne tabidir. KVK’nın 2’nci maddesinde dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler KV mükellefleri arasında sayılmıştır.
Anılan maddenin beşinci fıkrasında, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu;
Altıncı fıkrasında ise dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin;
- kazanç amacı gütmemeleri,
- faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması,
- tüzel kişiliklerinin olmaması,
- bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği,
- mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması,
- kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme niteliğini değiştirmeyeceği
hükme bağlanmıştır.
KVK’nın 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi ile organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadi işletmeler KV’den muaf tutulmuştur.
1 seri no.lu KV Genel Tebliğinin (4.16.) bölümünde;
- Organize sanayi bölgelerinin, tüzel kişilikleri itibarıyla KV’nin konusuna girmediği,
- Ancak, organize sanayi bölgelerinin, muafiyet kapsamı dışındaki iktisadi işletmelerinin bulunması halinde, bu iktisadi işletmelerin KV mükellefi olup olmayacakları hususunun Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirileceği, belirtilmiştir.
- Mezkûr Tebliğin (2.4) bölümünde ise iktisadi işletmelerin belirgin özelliklerinin, bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu açıklanmıştır. Diğer bir ifadeyle, iktisadi işletmenin unsurlarının, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerin olduğu,
- KVK’nın, bu gibi halleri tek tek saymak yerine dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı,
- Satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği;
- Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğunun kabul edileceği,
ifade edilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığının Konuya ve Organize Sanayi Bölgelerine Bakışı
Vergi uygulamaları bakımından dernek olarak kabul edilen ve tüzel kişiliği itibarıyla KV mükellefiyeti bulunmayan organize sanayi bölgelerinin yürüttüğü faaliyetlerin,
- Bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde devamlı surette ve bir bedel mukabilinde gerçekleştirilen ticari, sınai ve zirai faaliyetlerden oluşması halinde,
- Bu faaliyetler dolayısıyla organize sanayi bölgeleri bünyesinde oluşacak iktisadi işletme nezdinde KV mükellefiyeti tesis edilmesi gerekir.
Bununla birlikte, bölgenin alt yapısını hazırlamak ve katılımcıların arsa ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla parsel tahsis ve satışlarından elde edilecek kazancın tamamının organize sanayi bölgesinin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılması halinde, organize sanayi bölgesi, 5520 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi kapsamında KV muafiyetinden faydalanır.
OSB arsa satışlarında kurumlar vergisi ile ilgili daha detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca, Organize Sanayi Bölgeleri Hukuku ile ilgili içtihat, mevzuat, makale, yazı ve belgeye ulaşabileceğiniz Tacirsoft Hukuk Bilgi Sistemi’ne üye olabilirsiniz.